Kutül Amare Zaferi

Kutül Amare Programımızı okulumuz konferans salonunda gerçekleştirdik.

       Sayın müdürümüz, değerli öğretmenlerimiz, sevgili öğrenciler sizleri saygı ve sevgi ile selamlıyorum. 

       Sözlerime Kut’ülAmare kahramanı merhum Halil Paşa’nın mektubundan bir bölüm okuyarak başlamak istiyorum, ta ki Kut’ülAmare ruhu daha iyi anlaşılsın: 

      “Allah’ın yardımıyla bugün Kut’ülAmare müstahkem mevki zapt edildi. 5’i general olmak üzere 500 subay ve 13 bin İngiliz askerin esir alındığını arz ve müjdelerim. Orduma; arslanlar, hepinizin pak ve temiz alınlarından öperek cümlenizi tebrik ederim. Bize 200 seneden beri tarihimizde okunmayan bir vakayı bugün kaydettiren Cenabı Allah’a hamd ve şükür eylerim.”

      Evet, Kut’ülAmare Zaferimizin 103. yıldönümünde düzenlenen bu çok anlamlı törende sizlerle bir arada olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bu tören vesilesiyle istiklalimiz, haysiyetimiz, onurumuz ve istikbalimiz uğruna şehit ve gazi olan ecdadımızı bir kez daha hürmetle, minnetle yad ediyorum.

     Tarihimizde Çanakkale Destanını, Sarıkamış hadisesini, Yemen acısını biliriz de, maalesef Kut’ülAmare’yi fazlaca bilmeyiz. Ancak tarihi çalışmalar yapıldığında bu zaferin taşıdığı derin önemi bir kez daha fark edilmiştir...

      Bu savaş, Osmanlı’nın hayat memat mücadelelerinden birisiydi.

Bu savaş,Türk milletinin hayatına kasteden topyekün saldırıya karşı en esaslı başkaldırılardan, direnişlerden biriydi. Bu savaş, bütün Ortadoğu halklarının Bağdat’a doğru ilerleyen sömürgeci güçlere karşı son direnişiydi.      . .                                    . Kut’ülAmare Zaferi çöküşün başladığı, umutsuzluğun yaygınlaştığı bir zaman diliminde milletimiz için ve o coğrafyadaki bütün mazlum milletler için abı-hayat olmuştur. Çanakkale’de başlayan istiklalini koruma iradesinin bir benzeri Kut’ülAmare’de ortaya koyulmuştur. Çanakkale’de İstanbul,  Kut’ülAmare’de  Bağdat savunulmuştur. Kut’ülAmare şehitleri ve gazilerimizin o destansı mücadelesi, istiklal mücadelemizle kurulacak Türkiye Cumhuriyeti’ne  ruh ve mana vermiştir. Kut’ülAmare ruhu Cumhuriyetimizin üzerinde yükseldiği değerlere bereketli bir zemin olmuştur. Geçen asrın zafer ve istiklalimize giden yolunun en önemli duraklarından  birisidir.  

      İstiklalimize göz diken işgalciler dört bir yandan hasta adam diye tabir ettikleri Osmanlı’yı mezara koymaya, üzerine toprak atmaya gelmişlerdi.  Ama Kut’ülAmare’yle hezimete uğrayınca bu milletin kolay lokma olmadığını fiilen tecrübe ettiler. Eğer işgalci güçler Kut’ta durdurulmamış olsaydı, Bağdat ve kuzeyine ilerleyebilir, kuzeydeki Rus tehdidiyle birlikte bu toprakların kaderine kasteden büyük bir felakete sebebiyet verebilirlerdi. Kut’ülAmare, sadece bir muharebenin adı değil, sömürü ve işgale karşı tevhit ruhuyla ortaya koyulan bir savunmanın adıdır. Çanakkale gibi, dili, etnik kimliği, memleketleri farklı olan binlerce kahramanın vatan ve istiklal uğruna cesurca mücadele ettikleri ve destan yazdıkları bir zaferin adıdır.

     Bakınız İngiliz tarihçisi James Morris Kut’ülAmare’nin kaybını nasıl ifade ediyor: Kut’ülAmare, Britanya askeri tarihindeki en aşağılık şartlı teslimdir diyor. Evet, istiklal uğruna aylarca süren bir mücadelenin neticesinde 29 Nisan 1916 tarihinde 13 binden fazla işgalci askerin esir alındığı  bir zaferin adıdır.

     Değerli misafirler; Kut’ülAmare Zaferini bize armağan eden başta Halil Paşa olmak üzere bütün Komutanlarımızı ve Mehmetçiklerimizi bir kez daha minnet, şükran ve rahmetle yad ediyorum. 

     Bu vesileyle Kurtuluş Savaşımızın bütün cephelerinde bu vatan için şahadet şerbeti içen tüm şehitlerimize de Rabbimden rahmet niyaz ediyorum.                 

Allah kabirlerini nur, mekânlarını cennet eylesin…

       Zaferimiz Kutlu Ve daim olsun…

Hatice PİŞKİN