2015 ÖĞRETMENLER GÜNÜ

2015 ÖĞRETMENLER GÜNÜ

24.11.2015 1399

Değerli Öğretmen Arkadaşlarım, Sevgili Öğrenciler;

Öğretmen, sadece öğrencilere bilmediklerini öğreten bir nakledici değildir. Bu iş, kitabın işidir, kütüphaneler bilmediklerimizin bilgileri ile doludur.
Öğretmen tüccar değildir. Maaş ve ücretinin azlığı, çokluğu çerçevesinde mesleğe kıymet veren insan, bu mukaddes vazifeyi yapıyor sayılamaz. 
Öğretmenlik mesleği; okul işini ticaret edinen, öğretmenliği esnaflık haline koyan fukaranın işi de değildir. Bu iş, para değil, ruh işidir. 
Öğretmen sadece bir memur değildir; belki genç ruhları mana ikliminden bir örs üzerinde döverek işleyen bir demircidir.
Kendisine verilen vazifeyi gözü kapalı yapmakla, programlanmış müfredatını sene sonuna kadar bitirmekle, dersini hakkıyla kavrayan talebe yetiştirmekle vazifesini tamamlamış sayılmaz. On, on beş yıllık çocukluk ve gençlik devresinde çocuklarımızın ruhsal gelişimini kendilerine emanet ettiğimiz öğretmenden sadece bu işler beklenemez. 
Öğretmen, ruhlar sanatkârıdır. Hiç işlenmemiş ruhlar üzerinde onun lüzumunu daha aşikâr bir şekilde görüyoruz. 
Ademoğlunu, beşikten alarak mezara kadar götürüp teslim eden, dünyanın en büyük mesuliyetine sahip insan öğretmendir. Kaderimizin hakikatinin işleyicisi, karakterimizin yapıcısı, kalbimizin çevrildiği her yönde kurucusu odur. Fertler gibi, nesiller de onun eseridir. Farkında olsun olmasın, her ferdin şahsi tarihinde öğretmenlerin derin izleri bulunur. 
Devletleri ve medeniyetleri yapan da, yıkan da öğretmenlerdir.Öğretmene değer verildiği, öğretmenin hürmet gördüğü ülkede insanlar mesut ve faziletlidir. Öğretmenin alçaltıldığı, mesleğinin hor görüldüğü milletler düşmüştür, alçalmıştır ve şüphe yok ki bedbahttır. “Babam beni gökten yere indirdi. Hocam beni yerden göğe yükseltti” diyen İskender, öğretmeni anlamıştır. 
Bütün tarihimiz, öğretmenin yükseltildiği devirlerde şan ve şerefle, medeniyet ve ahlâkın zirvelerine tırmanmış, öğretmenin alçaltıldığı devirlerde ise uçurumlara yuvarlanmıştır. “Kime karşı olursa olsun, her düşmanlık, mutlaka kendimize düşmanlıktır” inancını kalbimize öğretmen sokabilir.
Öğretmen, kaderin karşısına çıkardığı engellerle mücadele ederken sonuna kadar nefsinden fedakârlık yapmayı göze alabilen cesur insan olmalıdır.
Öğretmen meselesi, maarif dâvamızın ana meselesidir. Evvelâ öğretmenin meslek adamı olması, öğretmenliğin bir meslek haline gelmesi lâzımdır. Öğretmen doktor olamaz; lâkin doktor öğretmen olabilir. Öğretmen avukatlık yapamaz; fakat avukat öğretmenlik yapabilir. Öğretmen tüccar değildir; ama tüccar öğretmen olur. Çünkü bütün bu insanlar birer mesleğin insanıdırlar. Sadece öğretmen mesleksiz kişidir. İşte eğitim faciasının asıl sebebi budur. Çok çeşitli mesleklerin karışığı olan öğretmenlik henüz meslek olamamıştır. Bu durum, feci neticeler doğurmuştur. 
Evvelâ öğretmenle ilim adamı olgusu arasında bir uçurum açıldı. İdeal öğretmen, sadece sınıfa zamanında girip çıkan ve müdürüne itaat eden bir insan olarak algılandı.
İlim, idari emir ve talimatlardan ayrıştırılmadı, ve eğitim sisteminde, âmirlerin, ilmî değerleri üstün kimselerden seçilmesi çok kere ihmal edildi. Düşünülmedi ki, insanoğluna yapılan zulümlerin en fecisi, alimin cahiller elinde kalması ve kuvveti kullananlar tarafından tehdit edilmesidir.
Geniş manada eğitimi meydana getiren dört unsur vardır: Ders, öğrenci, öğretmen ve öğretim yeri olan okul. Bu dört unsur, mektep denen toplumsal müessesenin dört duvarı gibidir. Bu dört duvarın hepsinin de sağlam oluşu ile eğitim ayakta durur. Dersi; ezbercilik ve nakilcilikten ibaret olan, öğretmeni, her meslekten alınan, öğrencisi, zamanını lüzumsuz işlere harcayan bir eğitim kurumunun gerçek başarıyı elde etmesi mümkün mü?
Mesleği yalnız öğretmenlik olan ve bu ulvî vazifeden başka iş görmeyen idealistler ordusuna sahip olduğumuz gün, ilk zafer borusunu çalacağız. Bu gayeye doğru yürürken öğretmenlerimizi ilim ve irfan seviyelerine yükseltmeğe mecburuz.
Öğretmenlik sanatı, mektep kırtasiyeciliğine boyun eğerek defter imzalayıp mesai doldurmak değil, milletinin çocuklarına feda olmasını bilmektir. Bu fedakârlık, harpte kanını akıtmaktan daha değerlidir. Kılıç kahramanlığının devri artık geçmiştir. Milletimizin çocuklarına, dünyanın çocuklarına her gün ruhumuzdan bir parçayı daha aşılamak, bunun için yaşamak ve bu yolda ölmek, insanları ümitsiz olan dünyamızın beklediği kahramanlıktır. Öğretmen, yarının Türkiye’sinin ve dünyasının temel taşıdır. 
Bu duygu ve düşüncelerle bütün arkadaşlarımın öğretmenler gününü tebrik eder, mesleğimizin itibarının arttığı günleri bir an önce görebilmemizi ümit ederim.

Ömer PERÇİN Kartal Anadolu Lisesi Müdürü